Fırtına Eken Bora Biçer!

Mehmet Dal

Rusya Federasyonu Başbakanı Vladimir Putin geçtiğimiz günlerde Rus televizyonlarında canlı yayınlanan bir "soru-cevap" programına katılarak ülkenin değişik yerlerinden gelen soruları cevapladı.

Verdiği cevaplardan basına yansıyanları okudum ve dehşete kapıldım. Her zaman olduğu gibi yine iki yüzlü cümleler kurmuş, ilk bakışta masum görünen cümlelerinin içine canavarca mesajlar sıkıştırmıştı.

örneğin, bir izleyicinin başkent Moskova'daki etnik çatışma tehlikesiyle ilgili sorusu üzerine Putin, Moskova'daki son saldırıların, yetkililerin, 28 yaşındaki Spartak Moskova taraftarı Yegor Sviridov cinayetini soruşturmasındaki ihmalinden kaynaklandığını; Hükümetin olaya ilişkin uygun bir karşılık veremediğini, bunun da huzursuzluğun artmasına neden olduğunu söylüyordu.

Lafa bakın, “uygun bir karşılık verilemediği için huzursuzluk artmış”.

Ne yapılacaktı yani?

Karşı bir toplu katliam mı?

Ancak gözü dönmüş bir fanatik saldırganları böyle arkalayabilir.

Halbuki Sviridov'u vurmak suçuyla yakalanan Aslan çerkesov olayın nasıl geliştiğini açıkladı: "Etrafımızı sardılar, ellerindeki herşeyle vuruyorlardı. Benim de yüzümü bir arabanın camına bastırmışlardı. Korkutmak için hedef veya nişan almadan arkaya doğru ateş ettim. Zaten yüzüm arabanın camına bastırıldığı için kimseyi görmem mümkün değildi. Korkutmak istedim, canımı kurtarmak istedim..."
Bu ifadeden haberdar olduktan sonra, “Fail yakalanmış ve olay yargıya intikal edilmiştir. Kimsenin taşkınlık yapmaya hakkı yoktur. Herkes yasalara saygılı olsun ve otursun oturduğu yerde” demesi greken Putin, “uygun bir karşılık verilemedi” diye hayıflanıyor.

Hadi bu sözlerini biz yanlış anladık deyip bunu geçelim.

Putin bu değerlendirmesinin ardından bu sefer de şu bomba cümleyi kuruyor:

“Kafkasları (Rusya Federasyonu'na bağlı Kafkas Cumhuriyetlerini) ve diğer ülkeleri aynı kefeye koymak doğru değil. Kaldı ki Kafkas diye bir millet de yoktur."

Bu iki ardışık cümle gerçekten fitili ateşlenmiş bir bomba ve ince bir zekanın ürünü. Doğrudan dinleyenlerin bilinç altına hitap ediyor. Kafkasyalılara yönelik şiddeti hoş görüyor.

Putin ilk cümlesiyle üstü kapalı olarak Kafkasya halkları mensuplarına yapılan saldırılara onay veriyor, hatta bununla kalmayıp teşvik ediyor.

Cümleyi bir kere daha dikkatlice okursanız satır arasına gizlenen mana ve mesajın aslında ne kadar açık olduğunu siz de fark edeceksiniz.

Yani Putin, Kırgız, özbek, v.d. “esmer tenli” halkların mensuplarına “Kafkasyalı muamelesi yapılarak” saldırılmasını doğru bulmadığını belirtirken, satır arasında Kafkasyalılara yapılan saldırıların ne kadar doğru olduğunu vurgulamış oluyor.

Böyle bir cümleyi, bir zümreye karşı düşmanlık hisleri besleyen faşist birisi kurabilir ancak.

Putin'in ikinci demogojik cümlesi de sinsi bir zekanın ürünü.

Majesteleri durduk yere “Kafkas diye bir millet yoktur” buyuruyor.

Niçin?

Herkes biliyor “Kafkas" isminde bir milletin olmadığını.

Ancak Kafkasya halkları diye bir gerçeklik var ve hedef alınan da onlar.

Ama O, var olan bu gerçeklik üzerinden değil de, yok olan bir mefhum üzerinden konuşmayı tercih ediyor.

çünkü bir maksadı var.

Kafkas diye bir millet olmadığını söyleyerek olayların “mef'ulünü” belirginsizleştiriyor.

Böylece saldırıların hedefi konumundaki geniş bir coğrafyanın mensuplarının ortak tavır almalarını önlemeye çalışıyor.

Başbakanlık koltuğunda oturan biri, 10 yıl emek vererek yetiştirdiği faşist çetelerini korumak için daha açık ne diyebilir ki?
***

Ama yanlış yoldalar.

Bu tür saldırılar maskelerini hergün biraz daha düşürmekten,

Kandırılmış, sindirilmiş halkların uyanışını hızlandırmaktan,

Kafkas halkları arasında birlik ve dayanışma fikirlerinin gelişmesine hizmet etmekten başka bir işe yaramayacak.

Ve yüzyıllarca test edilmiş bir gerçek daha var:

Fırtına eken, bora biçer.