Rus Çarı I. Petro'nun Vasiyeti(*)

 
Rus çarı I. Petro (1672 - 1725)’ nun
1725 Yılında Yazdığı Vasiyetnamesi
(1738 yılında açıklanmıştır.)
 
"Bütün evlatlarım, birbirini takiben, Avrupa ülkelerinde hükümran olacaktır; zira Avrupa’nın bütün devlet kuruluşları köhnemiş ve ihtiyarlamıştır. Fakat Rus Saltanatı inkişaf halindedir, biz bu inkişafı aklımızla bulduk. Gelecek nesillerimizin elinde bir “talimat” niteliğinde olsun diye  “Vasiyetnamemi” aşağıdaki şekilde yazdım:
 
 
1- Rus devleti daima dengeli savaş şartları hazırlamalı ve bu hazırlığın Rusya’nın terakkisine sebep olması için çalışılmalıdır.
 
2- Savaş dönemlerinde Avrupa’dan mümkün olduğu kadar harp sergerdelerini; sulh zamanında ise ilim adamlarını Rusya’ya çekmelidir.
 
3- Avrupa ülkeleri arasında fitne-fesat türetmek, aralarında anlaşmazlıklar yaratmak ve bu işte onlardan biri ile işbirliği içinde olmak lazımdır. özellikle Alman halkı arasındaki kaynaşma ve kargaşalıklarda faal bir yer tutmaya çalışmalı. Zira onlar bizimle hemhudut ve bize bitişiktir.
 
4- Polonya’da kargaşa çıkarmalı, onların ileri gelenlerine cimrilik etmeden rüşvet verip güçlerini bozmalı, devlet işlerine darbe vurmalı, Moskova’dan asker götürüp orada yerleştirmeli. Eğer başka devletler bizim bu tedbirlerimize itiraz ederlerse “sus payı” olsun diye Polonya’ dan bir parça koparıp onlara da vermeli, iş tamam olduktan sonra ise, o parçayı da geri almalı. Rus saltanatını muhkemleştirmeli.
 
5- İsveç ve Norveç ülkelerinde mümkün olduğu kadar bir dayanak mıntıkası elde etmeli. çünkü onların Valileri elimizde olursa, İsveç ve Norveç’in Danimarka’ya düşmanlık tohumu serpmelerini temin etmek daha kolay olacaktır.
 
6- Rusya asilzadeleri daima Alman asilzadelerinden, nüfuslu şahsiyetlerden, valilerden, rütbe sahiplerinden kız almayı unutmamalıdırlar. Zira onların bu şekildeki akrabalığı bize daima fayda sağlar.
 
7- İngiliz hükümeti ile birlik olup temasları sıklaştırın. çünkü ticarette ve devlet idaresinde bu bize faydalı olur. Gemi inşaatı için gerekli bütün malzeme onlardan alınacaktır. Bu temas hem silah, hem de gemicilik için çok faydalıdır.
 
8- Rusya devletinin hududu Avrupa’nın şimalinden Baltık denizine, güneyde ise Karadeniz’e kadar olmalıdır. Bu durumu korumak ve Rus serhaddini genişletmek evlatlarımın vazifeleridir.
 
9- Rusya devletini, dünya devleti yapabilmek için, onun başkentinin, Asya ve Avrupa hazinelerinin anahtarı olan İstanbul olması lazımdır. Acele ve noksansız olarak çalışıp, İstanbul’un batı topraklarına sahip olmak gerekir. Şüphesiz ki İstanbul’a sahip olan Şah, dünyada ilahi şah olacaktır. Bu maksadın hedefine ulaşabilmesi için, daima Türkiye ile İran arasına fitne-fesat tohumları ekmeli, kavga ve savaş çıkarılmalıdır. Bu iş için sünni ve şii mezhepleri arasındaki ihtilaflar en keskin silah ve yenilmez ordudur. Rusya’nın nüfuzunu Asya’da yaymak için Sünni-şii ihtilafları en iyi vasıtadır. Türkiye ile İran arasındaki muvazeneyi öyle bozmak lazımdır ki (fitne-fesatla) onlar birbirleri ile hiçbir zaman anlaşamasınlar. Hem İran, hem de Türkiye’nin Avrupa halkları ile temas etmesine imkan vermemeli. Eğer bu ülkelerin müslümanları gözlerini açıp hukuklarını anlayacak olurlarsa, o bize büyük bela olacaktır.
Hem Türkiye’nin hem de İran’ın din adamlarını elde etmek ve onlar vasıtası ile sünni-şii ihtilaflarını kızıştırmak lazımdır. İslam akidesini Asya’dan uzaklaştırmak, Hristiyan dini akidesini ve medeniyetini oralarda ciddi bir şekilde tebliğ etmek ve yaymak zaruridir.
 
GİZLİ TUTULSUN
Bizim alimlerimizin bugüne kadar devlet işlerine müdahale etmesi, Rusya devletinin terakkisine mani olmuştur. Ben kendi selahiyet ve istiklalimi kullanarak, onları devlet işlerinden uzaklaştırdım. Ruhanilerin devlet işlerine müdahale etmelerini reddettim, şimdi onlar sıradan birileri gibi elleri ve kolları bağlı kalmıştır. Ben bunu çok büyük bir riski göze alarak yaptım. Ruhanilerin devlet ve millet işlerinden ellerini çekip, yetkilerini kiliselerde yalnız dini görev yapmakla sınırlandırdım.
Bunlara ilaveten, çeşitli tedbirler de almak lazımdır ki, İran ülkesi her geçen gün biraz daha parasız pulsuz ve ticaretsiz kalsın. Hülasa İran’ı daima gerilemeye sevk etmeli, bağlı durumda tutmalı ki Rusya devleti onu istediği zaman zahmetsiz bir şekilde öldürmeğe kadir olsun. Ama Türkiye devleti mahvolmadan İran’ın canını almanız tavsiye edilmez.
Gürcistan ülkesi, Kafkasya hattının yani İran’ın şah damarıdır. Eğer Rusya’nın tesellüd neşteri o damara yetişecek olursa, o zaman kalbinden zayıf kanı akacak ve onu öyle halsiz edecektir ki bin Eflatun dirilip gelse dahi onu ıslah edip sağlığına kavuşturamaz. O zaman İran ülkesi Rusya çarlarına deve gibi muti olacaktır. Ve Türkiye’nin son alevi de sönecektir.
Maddi ihtiyaçlar bölgesi olan Türkiye’nin işini bitirdikten sonra, İran’ı zorluk çekmeden mahvetmek ve başını kesmek mümkündür. Bunun için de siz, zaman kayıp etmeden Gürcistan’ı ve Kafkasya’yı zaptedip, İran’ın içte hakem durumda olan şahsiyetlerini kendinize hadim ve muti edeceksiniz. Ondan sonra Hindistan’ı hedef almalıdır. O memleket çok büyük ve geniş bir ticaret bölgesidir. Orayı ele geçirdiğiniz taktirde, İngiltere vasıtası ile elde edilen gelir evvelkinden çok, Hindistan’dan ihraç olunacaktır. Hindistan’ın anahtarı Türkiye’nin Payitahtıdır. Gidebildiğiniz kadar Kırgız, Hive ve Buhara sahraları tarafından ilerleyin ki hedefiniz size yaklaşmış olsun. Zaman kayıp etmeyin, aynı zamanda telaş ve acele etmekten imtina edin.
Avusturya devleti ile zahiren dost olmalı. Fakat öyle bir tedbir almalı ki Alman ve Avusturya gitgide güçlerini kaybetsinler.
Türkiye’yi Avrupa’dan ayırmalı (uzaklaştırmalı) ve bu işbirliğinden Avusturya da fayda temin etmeli. Bu işte iki yol var: Biri Avusturya’yı başka bir yerde meşgul etmek; biri de Avusturya’ya Türkiye topraklarından öyle bir parça vermeli ki bilahere onun Avusturya’dan geri alınması kolay olsun.
 
10- Yunanlılara sulh ve dostlukla muamele etmeli, savaş zamanı onlar size yardım ederler, zira Yunanlılar Türkiye’den daima zarar görmüşlerdir.
 
11- İsveç, Norveç, Türkiye, İran ve Polonya’yı istila ettikten sonra İtalya ve Fransa ile müttefik olup temas kurun. Eğer onlardan hiç birisi dostluğumuzu kabul etmezse, o zaman bir fırsatını bularak o yer ve ülkeleri mahvediniz. Bu yerleri ele geçirdikten sonra dünya hakimi olursunuz.
 
12- Eğer yukarıda belirtilen ülkelerden herhangi birisi muharebeyi kabul etmezse, öyle bir tedbir almak gerekir ki bu iki hükümetin (İtalya ve Fransa) arasında fitne-fesat yaratabilsin. Bu suretle zamanla onlardan biri ortadan kalkarak harap olacaktır. Geri kalan hükümetleri talan edip zahmet çekmeden bütün Avrupa üzerinde hükümranlık kurarsınız. İşin sonunda diğer ülkelerin hepsini kendi memleketinize ilhak edip bütün dünyaya sahip olursunuz."
___________________________ 
(*) “Dirlik” Dergisi, 1916, sayfa 42. den naklen "Türk Kültürü"-Mart 1990